Bitkilerin beslenmesi kendileri için gerekli olan elementleri ya topraktan
kökleri ile yada yapraktan almaları ile oluşmaktadır. Besin elementlerinin
insan ve bitki gelişimi için çok önemli görevleri vardır. İnsanlar ve bitkiler,
yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için besin elementlerini almak
zorundadır. Bu nedenle insan ve bitki arasında çok önemli bir bağ vardır. Bitki
beslenmesinde her besin elementinin rolü farklıdır, bunların dengeli bir şekilde
bitkiye uygulanması, insan beslenmesi açısından ise her besinin dengeli bir
şekilde alınması gerekmektedir.
Ticaret
gübreleri bitkiler için mutlak gerekli olan besin maddelerini kapsayan kimyasal
bileşiklerdir. Gübrelerin toprağa uygulanmasında yani gübrelemeden amaç, her yıl
çeşitli yollarla topraktan uzaklaşan bitki besin maddelerini tekrar toprağa
kazandırmak, böylece bitki gelişmesi için uygun koşulları toprakta sağlamaktır .
Hayvan ve insanın
doğada var oluşu bitkisel üretime bağlıdır. Dengesiz ve kalitesiz gübre
kullanımı zaman zaman bitkisel üretimde sorunlar yaratmaktadır.
Besin
elementlerinin insan ve bitki üzerindeki görev ve fonksiyonları çok farklıdır.
Azot; insan ve bitkide birçok biomolekülün yapısında yer alır. İnsan ve bitki
gelişiminde önemli fonksiyonları vardır. Azot insan ve bitki için bir yapı
taşıdır. Eksikliğinde insanlarda önemli hasarlar meydana gelir, bitkide ise
vejetatif gelişim durur.
Fosfor ve
kalsiyum insanların büyümesi ve gelişimi için gerekli olan besin elementleridir.
Kemiklerin sertleşmesinde, diş oluşumunda çok önemli görevlere sahiptirler.
Eksikliklerinde raşitizm görülür, büyüme ve gelişme yavaşlar. Fosfor bitkide kök
gelişimini ve hastalıklara karşı dayanıklılığı arttırır. Kalsiyum ise meyvenin
olgunlaşmasını sağlar.
Demir
insanda hemoglobin taşınmasında etkin bir görev üstlenir. Eksikliğinde kansızlık
meydana gelir. İnsanların gereksinimi olan demiri büyük oranda bitkilerden
almaktadır.
Çinko,
büyüme, deride sağlamlık, immun sistemini ve iştahı arttırıcı etkilere sahiptir.
Bitkide ise çinko, metabolizma olaylarını düzenleyen enzim sistemi için
gereklidir.
İnsan sağlığı
açısından hava, toprak, su ve bitki kirliliğinin önemli bir yeri bulunmaktadır.
Gübrelemenin bu ortamların kirlenmesine olan etkisinin bilinmesi;
gübreleme-insan sağlığı ilişkileri yönünden büyük önem taşımaktadır. Gübreleme
ile kirlenme olasılığının ortaya çıkabileceği en önemli biyosfer öğesi sudur.
Sonuçta bitkiler bu kirlenmeden etkilenmektedir.
Gübrelemenin su kirlenmesine etkisi gübre ile toprağa verilen bitki besin
maddelerinin topraktan uzaklaşarak sulara karışması sonucu, içme ve kullanma
sularında ve hayvansal besin üretiminde kullanılan sularda konsantrasyonun
artması şeklinde olabilir. Bu konuda üzerinde en çok durulan iki besin maddesi
azot ve fosfordur. Sonuçta sularda ötrofikasyon olayı meydana
gelmektedir.Gübreleme- su kirlenmesi ilişkisinden sonra üzerinde en çok durulan
ikinci konu gübreleme-bitki kirlenmesi ilişkisidir. Ancak bitkilerde kirlenme
oluşturan elementlere özgü vejetatif organlarında morfolojik simptomlar
göstererek bu yönde tüketiciyi önceden uyarmanın yanında verim ve ürün kalite
öğelerinde depresyonlarda meydana getirmektedirler. İnsan ve hayvan beslenmesi
açısından gerçekten büyük önemi olan protein, vitaminler, mineral maddeler gibi
unsurların bitkideki miktarının gübreleme sonucu arttığını ve kalitelerinin
yükseldiğini belirleyen pek çok sayıda araştırma yapılmıştır. Gübrelemenin
kaliteyi yükselttiğinin genellikle kabul edilmesine karşın aşırı gübre kullanımı
sonucu, sağlık açısından zararlı bazı maddelerin bitkide miktarının da arttığı
ileri sürülmektedir.
Bu konuda üzerinde
en çok durulan, sağlık açısından zararlı etkileri tartışılan nitrit ve sekonder
aminlerin bitki bünyesinde oluşturdukları nitrosaminlerdir. Yüksek kanser yapıcı
maddeler olarak bilinen nitrosaminler ile özellikle azotlu gübreler arasında bir
ilişki kurulmamasına karşın yine hayvan ve insan sağlığı üzerine bazı olumsuz
etkileri söz konusu olan nitrat ve nitrit miktarının bitkide gübreleme ile
artması bazı tereddütler yaratmıştır. Nitrat, insan ve hayvanlar için yüksek
toksitesi olan bir unsur olmamakla beraber insanlarda her bir kg vücut ağırlığı
için l5-70 mg nitrat azotu sınır olarak kabul edilmektedir. Bu konuda üzerinde
daha çok durulan nitrittir. Bitkilerde genellikle serbest nitrite rastlanmamakta
hasattan sonraki dönemde bakteriyel aktivite veya enzimatik aktivite sonucu
bünyede nitrat nitrite dönüşmektedir. Nitrit nitrata oranla çok daha toksik
olup vücut ağırlığının her bir kg’ı için 20 mg nitrit azotu bünyede zehir etkisi
göstermektedir. Bu nedenle bitkilerin nitrat dolayısıyla nitrit kapsamının
yüksek oluşu sonucu bazı ülkelerde hayvanlarda nitrit zehirlenmesinden sık sık
söz edilmektedir. Yine insanlarda görülen ve methemoglobinemia adı verilen
hastalığın nitritin kandaki hemoglobin ile birleşmesi sonucu meydana geldiği
bildirilmektedir. Bitkilerde nitrat başka bir deyimle nitrit birikimi üzerine
doğal olarak daha çok azotlu gübreler dikkati çekmekte, özellikle sebzeler ve
mer’alara uygulanan yüksek düzeydeki azotun bitkilerde nitrat ve nitrit
yığılmasına neden olduğu ileri sürülmektedir. Ancak bilinçli kullanılması koşulu
ile gübrelerin bu olumsuz etkileri söz konusu olmamaktadır.
Ticaret
gübresi tüketiminin bazı ülkelerde olağanüstü artması ve bu miktarların
gelecekte daha da artma eğiliminde olması bu ülkelerde kullanılan gübre miktarı
ile insan sağlığı arasında istatistiki bazı ilişkiler aranmasına neden olmuştur.
Çoğu ülkelerde gübre tüketimi ile insan sağlığı arasındaki ilişkiyi ortaya
koyabilecek bir değerlendirme yapılmamakla beraber Birleşmiş Milletler Gıda ve
Tarım Teşkilatı tarafından bu konuda geniş kapsamlı bir araştırma yapılmıştır
(Çizelge I).
Çizelge 1. Çeşitli
ülkelerde gübre tüketimi, ortalama insan ömrü, çocuk ölümleri ve ulusal gelir
(Karaçal, 1980).
Ülkeler
|
Gübre kullanım Kg/ekim alanıx (ha) |
Kg/kişi |
Kişi başına ekim alanı (ha) |
Ortalama insan ömrü (Yıl) |
Çocuk ölümü 1000 çocuk xx |
Ulusal Gelir ($) |
Y. Zelanda |
507 |
131 |
0,27 |
71 |
17,7 |
1706 |
Avustralya |
56 |
76 |
1,35 |
71 |
18,2 |
1620 |
ABD |
52 |
49 |
0,95 |
71 |
22,9 |
2883 |
Hollanda |
464 |
45 |
0,10 |
74 |
14,4 |
1265 |
İsveç |
100 |
43 |
0,42 |
74 |
13,3 |
2204 |
İngiltere |
200 |
28 |
0,13 |
71 |
19,6 |
1451 |
İspanya
|
37 |
24 |
0,66 |
70 |
34,6 |
594 |
Japonya
|
205 |
18 |
0,06 |
71 |
18,5 |
696 |
Çin
|
183 |
15 |
0,08 |
65-70 |
22,2 |
85 |
Şili |
18 |
12 |
0,63 |
- |
107,1 |
515 |
B.Ar.
Emirlik. |
96 |
8 |
0,08 |
50-55 |
110-130 |
130 |
Meksika |
22 |
6 |
0,26 |
58-64 |
61 |
412 |
Malezya
|
13 |
5 |
0,36 |
57-65 |
50 |
250 |
Guatamala |
13 |
4 |
0,34 |
50-60 |
92 |
291 |
Hindistan
|
4 |
1 |
0,33 |
45 |
140 |
86 |
Gana |
0,3 |
0,2 |
0,67 |
40-45 |
150-170 |
245 |
Haiti
|
2 |
0,2 |
0,08 |
35-45 |
110-130 |
80 |
x = N-P2O5-K2O
toplamı
xx=Doğan l000
çocuktan l yıl içinde ölenlerin sayısı
Çizelgeden de
anlaşılacağı gibi bu ülkelerde kişi başına gübre tüketimi ile kişi başına düşen
ulusal gelir arasında lineer bir ilişkinin bulunduğu yani ulusal geliri fazla
olan ülkelerin çok gübre kullandığı görülmektedir. Buna paralel olarak gübre
kulanımı ile ortalama insan ömrü arasında da bir ilişkinin bulunduğu; çok gübre
tüketen ülkelerde insan ömrünün az tüketenlere oranla daha uzun olduğu
anlaşılmaktadır.Yine bir yıl içinde, çocuklarda ölüm oranı, çok gübre
kullananlarda , az kullananlara oranla çok düşük bulunmaktadır.
Diğer
sağlık koşulları yanında çizelgedeki değerlere bakarak çok gübre kullanan
ülkelerde insan ömrünün kısaldığını, başka bir deyimle gübrelerin insan yaşamı
veya yaşam ortamı üzerinde olumsuz etkisi bulunduğunu söylemek mümkün değildir.
Aksine az gübre tüketen ülkelerde insan ömrünün bu kadar kısa, çocuk ölümlerinin
bu kadar fazla olmasını az gübre kullanımına, bunun sonucu olarak yetersiz besin
maddeleri üretimine yani beslenme yetersizliğine bağlayabiliriz.
Gübrelerin insan sağlığına etkileri, bunların formları yanında topraktaki
kimyasal ve biyolojik değişimlere bağımlıdır. Örneğin amonyum formunda verilen N nitrifikasyona uğramakta, nitrat daha sonra insanlarda methemoglobin hastalığına
neden olmaktadır. Bazı gübreler ham maddelerinde insan sağlığı için olumsuz
elementler kapsayabilirler. Örneğin, ham fosfatlar, uranyum, flor, kadmiyum
içermektedir. Uranyumun böbreklerde akümüle olması sonucu nefropati hastalığı
meydana gelebilir. Flora ise dişlerde mine hastalığı (florosis) ve kemiklerde
kalınlaşmaya neden olabilir. Kadmiyum ise akciğer, böbrek, idrar yolları,
prostat kanserine ve böbrek yetmezliğine neden olmaktadır. potasyumlu gübrelerde
K-4O izotoplardan ileri gelen bir miktar radyoaktivite bulunmaktadır. Sonuçta
fosfor ve potasyumlu gübreler bir miktar radyasyon içerdiği için bunların
radyasyon etkisi söz konusu olabilir. Bazı gübreler mikrobesin elementi içerdiği
gibi bazı gübrelere ise üretim aşamasında ağır metaller kontamine olmaktadır.
Bir mikrobesin elementi olan manganez fazlalığında insanlarda manganez nörotoksitesi
oluşabilmektedir. Çinko ise fazla alındığında tüm organları tutan kanserler,
çeşitli deri hastalıkları nefes yollarında tahriş ve zatürree, nefes almakta
güçlük, akciğerlerde su toplaması ve kanlı balgam oluşturma gibi hastalıklara
neden olmaktadır. Bakır fazlalığı ise akut gastrid irridasyonlar ve karaciğer
sirozu meydana getirir. Bor fazlalığı gastrointestinal irritasyonlar ve testis
atrofisi hastalığı oluşturabilir. Demir fazlalığı hemokromatosize neden
olabilir. Ayrıca gübrelerin üretimi aşamasında korozyonla gübreye ağır metaller
bulaşmış olabilir. Bunların da insan ve çevre sağlığı yönünden önemi
bulunmaktadır.
|