İlkbahar bitip yaz aylarına
girildiğinde artık büyük bal toplama mevsimi de başlamış olur. Bal toplama
mevsiminin başladığı arıların kovana girişlerinden belli olur. Uçma tablasının
üzerinde polen taşıyan arılardan başka, vücut hatları daha irice ve sanki
birşeyden ıslanmış gibi rengi koyulaşmış olan arılar da görülür, işte bunlar bal
özü taşıyan arılardır. Ayrıca öğleden sonra uçuş tahtası üzerinde çok sayıda
işçi arı arkaları kovana dönük şekilde kanat çırpar. Vantilasyon yapan bu
arıların amacı kovan içinde hava sirkülasyonunu sağlayarak, getirilen taze balın
suyunu uçurmak ve kovan içinde oluşan aşırı rutubeti dışarı atmaktır.
Kovan kapağı açıldığı zaman artık arıların eskisi kadar hırçın olmadıkları
farkedilir ve kovan içinden taze balın kokusu duyulur. Çıtaların üst
kısımlarının beyaz petekle kabartıldığı görülür. Ballıktan bir çerçeve çekilirse
artık balın sırlanmaya başladığı tesbit edilir.
Arılıktan bir test kovanı seçilerek altına tartı için bir baskül konursa, günlük
ağırlıklar karşılaştırılarak büyük bal toplama mevsiminin başladığı pratik
olarak anlaşılabilir.
Yaz ayında arıcı kovanların içindeki bal durumunu izleyip gerekli müdahaleleri
zamanında yapmalıdır. Eğer mevsim çok elverişli ve gelen bal da çoksa, bal
sağımına hemen başlanır. Petek gözlerinin en az üçte ikisi kapanmış petekler hiç
bekletilmeden sağılarak boşalan petekler kovandaki yerlerine tekrar konur.
Böylece hazır kabartılmış peteği arılar çok kısa zamanda tekrar balla
doldurabilirler. Bal akımının yoğun olduğu dönemlerde arılar 3-5 günde bir katı
doldurabilir.
Arı nüfusu birinci ballığa sığmamaya ve ballıktaki çerçeveler sırlanmaya
başladığında, artık ikinci ilaveyi verme zamanı gelmiştir. İkinci ilave
genellikle kuluçkalıkla birinci ilavenin arasına konur. İlk konulan ilave bal
dolu çerçevelerin sırlanması için en üste yer alır, ikinci ilave de hemen
kuluçkalığın üzerinde olduğu için arılarca daha kolay kabartılarak bal
depolanmaya başlanır.
Bu mevsimde arıları güneşten ve sıcaktan korumak gerekir. Fazla güneşe maruz
kalan arılarda miskinlik ve uyuşukluk görülür. Kovaniçi sıcaklığın 37 dereceden
yukarıya çıktığı durumlarda arılar çalışmayı bırakır. Bütün güçlerini kovanın
soğutulması için vantilasyon yapmaya harcarlar. Ayrıca yüksek sıcaktan kovan
içindeki petekler eğilir yamulur.
Kovanları sıcaktan korumak için üzerlerine çardak yapılabilir ya da ot, dal
parçaları konulabilir.
Bu ayda eğer etraftaki su kaynakları yeterli gelmiyorsa arılıkta muhakkak sulama
tertibatı bulunmalıdır.
Arılar çok yüklü ve yorgun geldikleri zaman genelde kovan uçma tablasına
konamayarak yere düşer. Bal toplama mevsiminde mümkünse bu uçuş tablasının
genişletilmesi gerekir.
Yine bu mevsimde kovanların önünü kapayacak kadar büyüyen yabani otlar
temizlenmeli arılara rahat uçuş imkanı sağlanmalıdır.
Yaz sonunda özellikle sarıca arılara karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu
dönemde sarıca arılar arılıklara saldırarak, onların depoladıkları bala ortak
olmaya çalışırlar. Ayrıca bir şekilde arazide kendine yuva yapmış kaçak oğullar
eğer kış için gerekli balı toplayamadılarsa, arılıklara saldırarak yağmalamaya
çalışırlar. Bunlara harami arılar denir. Bununla ilgili önlemler de alınmalıdır.
Yaz mevsiminin sonlarına doğru artık arazideki bal kaynakları kesilir. Arıların
bal getirme işlemi azalmaya başlayınca bal hasadı zamanı gelmiş demektir. Bal
hasadı fazla gecikmeden usulüne uygun bir şekilde yapılır.
BAL HASADI
Bal hasadı bal toplama mevsiminin sonlarına doğru, arazideki nektar akımı henüz
bitmeden yapılmalıdır. Nektar akımı kesildikten sonra yapılan bal hasadında
arılar çok hırçın olur ve yağmalama eğilimi gösterir.
Hasaddan önce arıcı problem yaşamamak için gerekli bütün hazırlıkları
yapmalıdır.
İlk hazırlık, hasad edilen balların konacağı mekanın hazırlanmasıdır. Burası
arıcının rahat çalışabileceği şekilde düzenlenir. Odanın içerisine arı girmesini
engelleyecek bütün önlemler alınır.
İkinci hazırlık arıcının kendi hazırlığıdır. İyi bir maske ve iş tulumu giyilir.
Özellikle paçalardan arı girişini engellemek için ayaklara poşet geçirerek
paçaların lastikle bağlanması önerilir.
Arıcı bütün ekipmanını gözden geçirir. Eldiven, eldemiri, fırça, körük, üzerine
ballık ilavelerini koyabileceği bir sehpa, arıları kovan önüne silkme esnasında
kullanacağı genişçe beyaz bir örtü hazırlar.
Bal hasadına yağmacılık tehlikesini önlemek için sabahın erken saatlerinde
başlanır. Saatler ilerleyip havanın ısınmasıyla birlikte yağmacılık eğilimi
başladığında hasada son verilmelidir. Soğuk ve bulutlu günlerde de arılar
kuluçkalıkta salkım düzenine geçeceklerinden, ballıktaki arı sayısı en asgari
seviyede olur.
Arıları ballı çerçevelerden uzaklaştırmak için genellikle 4 yöntem kullanılır:
1) Silkme, Süpürme Yöntemi: Çok büyük miktarlarda kovanı olmayan
arıcıların en çok uyguladıkları yöntemdir. Temiz ve sağlığa zararlı katkı
maddesi içerme riski olmayan bu yöntemin en büyük dezantajı arıların
hırçınlaşması ve yağmacılıktır.
Üzerine kovan gövdesinden ayırdığımız ballıkları koyacağımız bir sehpa hasat
yapacağımız kovanın yanına yerleştirilir.
Usulüne uygun yakılmış olan körükten yavaşça dalgalar halinde örtü tahtasının
kenarlarından 2-3 kere duman verilir.
Ballık ilavesi eldemirinin yardımı ile kuluçkalıktan ayrılarak sehpanın üzerine
konur ve üzeri hemen örtülür. Kuluçkalığın üzeri de örtü tahtasıyla kapatılır.
Bu aşamada iki silkeleme yönteminden birisini tercih etmek gerekir. Birincisi
arılar kovan önüne silkelenebilir. Bunun için hazırlanan beyaz örtü uçma
tahtasını da kaplayacak şekilde kovan önüne serilir. Örtüye silkilen arılar
körükle duman verilerek kovana doğru yönlendirilir.
İkinci silkeleme yönteminde ise kuluçkalık örtü tahtasıyla kapatılır fakat
arıların yukarı ve aşağı gitmelerini sağlayacak bir delik bırakılır. Bu sayede
kuluçkalıktaki arıların hasat sırasında rahatsız olup hırçınlaşmaları
engellenmiş olur. Kuluçkalığın üzerine içinde 4-5 adet boş petekli çerçeve
bulunan bir ballık ilavesi konur, üstü ıslak bir bezle örtülür. Arılar üstteki
ballığın örtüsü yarım açılarak buraya silkilir. Arada bir ballığın üzerinde
duman gezdirilerek arıların uçuşları engellenir.
Bazı arıcılar kuluçkalık üzerindeki ballığı almadan doğrudan ballı çerçeveleri
almaya ve arıları bunun üzerine silkmeye başlarlar. Bu oldukça sakıncalı bir
yöntemdir. Çünkü ballık içine silkilen arı tam yerine yerleşmeye başlarken
ikinci çerçeveyle yukarı çıkarak tekrar silkilir. Birden fazla silkilen arılar
ise hırçınlaşarak deli gibi saldırmaya başlar ve hasadı zora sokar.
Bazı arıcılık kitaplarında ise ballık alındıktan sonra çerçevelerin doğrudan
kuluçkalığa silkilmesi önerilmektedir. Özellikle hırçın arı ırklarıyla çalışan
arıcılar için bu da işi zora sokan bir yöntemdir. Bu şekilde davranıldığında
kuluçkalıkta bulunan arılar da taciz olacağından hırçınlaşarak saldırmaya
başlar.
Silkeleme işleminde çerçevenin iki ucu tutularak hızlıca aşağı doğru silkme
hareketi yapılır, ya da çerçeve tek ucundan tutularak boşta kalan elle çerçeveyi
tutan elin üzerine sertçe vurularak arıların aşağı düşmesi sağlanır. Arıcı kalan
bir kaç arıyı da yavaşça fırça ile süpürüp uzaklaştırarak elindeki çerçeveyi
yardımcısına verir. Yardımcı çerçeveyi alarak bu iş için hazırlanmış altı kapalı
bir kutunun içine koyar ve hemen üstünü ıslak bir bezle kapatır. Bu şekilde
hızlıca hasad yapılmış olur. Bu esnada arıcı sağa sola bal bulaştırmamaya ve
arıları öldürmemeye dikkat etmelidir. Bal bulaşıkları yağmacılığa neden olur.
Hasad edilen kovanın üzeri hızlıca örtülür ve ikinci kovana geçilir.
2) Arı Kaçıran Yöntemi: Bu yöntemde ortasına arı kaçıran aleti
monte edilmiş örtü tahtası kuluçkalık ile ballık arasına konur. Arı kaçıran
sayesinde arılar kuluçkalığa inebilirler fakat yukarı çıkamazlar. Böylece 2-3
gün içerisinde ballık arılardan boşalmış olur ve ballı çerçeveler kolaylıkla
hasad edilir. Bu yöntemin sağlıklı olarak uygulanabilmesi için ballıkta kuluçka
olmaması gerekir, çünkü bakıcı arılar aşağıya inmedikleri için ballık boşalmamış
olur. Bu yöntemin sakıncası ise özellikle çok sıcak havalarda vantilatörcü
arılar yukarıya çıkamadığı için ballıktaki balların erimeye başlamasıdır.
3) Kimyasal Madde Yöntemi: Bu yöntem yurtdışında çok büyük
ticari arılıklarda kullanılır. Arıların kokusundan hoşlanmadığı madde kapağın
altına yapılan özel bir düzeneğe sürülerek kovan kapatılır. Arılar belli bir
süre zarfında ballığı terkederek kuluçkalığı iner.
Bu yöntemde kullanılan kimyasal maddelerden bazıları insan ve arı sağlığı
açısından risk oluşturduğundan uygulanabilmesi için yasal düzenlemelere ihtiyaç
vardır.
ABD'de kimsayal madde olarak yalnızca "Benzaldehyde" ile "Propionic ve Butric
Anhydride" kullanımı için izin verilmektedir. Ülkemizde bazı arıcılar tarafından
kullanılan ticari adı "Fenol" olarak bilinen "Carbolic acid" kullanımı ise
yasaklanmış bulunmaktadır.
4) Hava Üfleme Yöntemi: Bu yöntem basınçlı hava üfleyerek arıların
çerçevelerden uzaklaştırılması esasına dayanır. Bunun için kovan önüne altı açık
bir sehpa konur. Kovan uçma deliği ile sehpanın arasına genişçe bir bez gerilir.
Ya da uçma deliğine arıların rahatlıkla tırmanması için bir rampa konulur.
Ballık sehpanın üzerine konarak çerçeve aralarından basınçlı hava püskürtülür.
Havanın tazyikiyle örtü üzerine düşen arılar dumanla yönlendirilerek kovana
girmeleri sağlanır. Arılardan boşalan ballık altı ve üstü kapatılarak süratle
arılıktan uzaklaştırılır.
Yurtdışında bu iş için geliştirilmiş çok çeşitli modellerde hava üfleyen aletler
satılmaktadır. Ülkemizde ise pratik olarak havayı dışarıya üfleme düzeneği olan
elektrikli süpürgeler kullanılabilir.
HASADDAN SONRA YAPILACAK İŞLER
Balın Süzümü
Bal süzme işlemi yapılmadan önce oda sıcaklığı, süzme kolaylığı ve akıcılığın
sağlanması açısından 25-30 oC olmalıdır. Süzülecek çerçevelerin petekleri
üzerindeki sırlar, sır bıçağı veya sır tarağı ile alınır.
Sırı alınan petekler elle veya
elektrikle döndürülen santrifüj (bal süzme) makinesine yerleştirilerek balları
çıkartılır. Yurt dışında sır alma ve bal süzme işlemi, çoğunlukla tamamen
otomatik makinelerle yapılmaktadır.
Peteklerde kalan bal bulaşıklarının
temizlenmesi için balı süzülmüş petekler akşam üzeri kuluçkalığın üzerine
verilerek arılarca temizlenmesi sağlanır. Bu temizlenme işi yağmacılığa neden
olmamak için kesinlikle gündüz yapılmamalıdır. Bu çerçevelerden temiz ve
kullanılabilecek olanlar saklanarak ilkbaharda tekrar kovanlara verilebilir.
Balı Süzülmüş Peteklerin Değerlendirilmesi
Balı alınan peteklerin tekrar kullanılabilecek durumda olanları tecritli petek
odalarında muhafaza edilir. Petek güvesine karşı, petekler askıya dizilerek
içinde korlaşmış mangal kömürü bulunan mangallarda veya elektrik ocaklarında toz
kükürt yakılarak dumanlama yapılır. Ancak bu uygulamada peteklerde bulunan güve
yumurtaları ölmediğinden uygulama 2-3 haftalık aralıklarla bir kaç kez
tekrarlanır. Gerektiğinde bu petekler gelecek ilkbaharda tekrar kullanılabilir.
Ancak bu tür peteklerin tekrar kullanılması hastalıklar yönünden riskli
olabilir. Bu yüzden bazı ülkelerde peteklerin sadece bir yıl kullanılmasına
müsaade edilir. Muhafaza yönteminde naftalin kesinlikle kullanılmamalıdır.
Petrol ürünü olan naftalin kanserojen bir madde olup bal ve balmumundaki
kalıntısı insan sağlığı için tehlikelidir. Kullanılamayacak durumdaki petekler,
eritilerek kalıp mum haline getirilir.
Balın Dinlendirilmesi
Bal süzme makinesinde elde edilen bal, gittikçe incelen çok katlı elekten
geçirilerek mum kırıntıları ve diğer yabancı maddeler ayıklanır. Buna rağmen
küçük parçacıklar ve oluşan hava kabarcığı balın rengini bulandırır. Bunun için
bal, dinlendirme tankına alınır ve dinlendirilir. Küçük mum kırıntıları ve hava
kabarcığı köpük şeklinde üstte toplanır. Köpüklü kısım arılara yem olmak üzere
ya da sirke ve likör yapımı için ayrı bir yerde depolanır. Dinlendirme kabındaki
bal durulduğunda ve berraklaştığında ambalajlanabilir.
Balın Depolanması
Bal, değişik yapı taşlarından oluştuğundan depolama sırasında bile yapısal
olarak sürekli değişikliğe uğrar. Bu değişmeler genellikle kristalleşme, renk
koyulaşması, asitlik derecesinin artması, balın içinde bulunan şeker
çeşitlerinde artma ve azalma olması şeklindedir. Bunun yanında balın depolanma
süresinin artması ve ısıtılması HMF (hidroksi metilfurfurol) değerini yükseltir.
Balın kristalleşmesi 5-7 oC'da, ekşimesi 10 oC'da başladığından süzülen ballar
eğer ısıtılmayacaksa 5 oC'nin altında tutulmalıdır. Kristalize olmuş balın
tekrar eski haline dönmesi için bal kabı sıcak su dolu bir kap içerisinde
bekletilerek balın çözülmesi sağlanır. Bal kabı hiçbir zaman doğrudan ateş ile
temas etmemelidir. Çözünen bal tekrar kristalize olabilir.
|