Toprak Hazırlığı
Bahçe kurulacak arazi uzun süre işlenmemiş ise sürüm öncesi toprak patlatılmalı
ve ardından derin sürülerek yaz mevsimi sonuna kadar toprağın havalanmasını ve
güneşlenmesini sağlamak için beklenmelidir. Eğer daha önce yetiştiricilik
yapılan bir alanda dikim yapılacaksa bahçe kurulacak yerin toprağı ilkbahar, yaz
aylarında derin bir şekilde sürülmelidir. Sonbaharda arazi üzerindeki kesekleri
kırmak, dağıtmak ve araziyi tesviye etmek için tırmık veya diskaro çekilerek
arazi dikime hazır hale getirilir.
Kiraz fidanı dikilmeden önce mutlaka toprak analizleri yardımı ile, bahçe
kurulacak alanın toprak özellikleri ve içeriği belirlenmeli, yapılacak
uygulamalar analiz sonrası ortaya çıkan değerler ışığında yapılmalıdır. Toprağın
hazırlanması sırasında genel olarak yapılabilecek uygulamalar ; Gerekli olduğu
taktirde dikim öncesi dönüme 3-4 ton çiftlik gübresi (2-3 sene yanmış), dönüme
25-50 kg TSP yada DAP, dönüme 20-40 kg potasyum sülfat uygulanabilir.Uygulama
sırasında gübreler pulluk yardımı ile derin sürüm yapılarak, toprağın 20-25 cm
derinliğine ulaştırılır.
Dikim Yerlerinin Belirlenmesi ve İşaretlenmesi
Bahçe kurulacak arazi uzun süre işlenmemiş ise sürüm öncesi toprak patlatılmalı
ve ardından derin sürülerek yaz mevsimi sonuna kadar toprağın havalanmasını ve
güneşlenmesini sağlamak için beklenmelidir. Eğer daha önce yetiştiricilik
yapılan bir alanda dikim yapılacaksa bahçe kurulacak yerin toprağı ilkbahar, yaz
aylarında derin bir şekilde sürülmelidir. Sonbaharda arazi üzerindeki kesekleri
kırmak, dağıtmak ve araziyi tesviye etmek için tırmık veya diskaro çekilerek
arazi dikime hazır hale getirilir.
Kiraz fidanı dikilmeden önce mutlaka toprak analizleri yardımı ile, bahçe
kurulacak alanın toprak özellikleri ve içeriği belirlenmeli, yapılacak
uygulamalar analiz sonrası ortaya çıkan değerler ışığında yapılmalıdır. Toprağın
hazırlanması sırasında genel olarak yapılabilecek uygulamalar ; Gerekli olduğu
taktirde dikim öncesi dönüme 3-4 ton çiftlik gübresi (2-3 sene yanmış), dönüme
25-50 kg TSP yada DAP, dönüme 20-40 kg potasyum sülfat uygulanabilir.Uygulama
sırasında gübreler pulluk yardımı ile derin sürüm yapılarak, toprağın 20-25 cm
derinliğine ulaştırılır.
Fidan Dikimi
Fidanlar genel olarak sonbaharda yaprak dökümü ile, ilkbaharda ağaçlara su
yürümesine kadar geçen devrede dikilirler. En uygun dönem kışı yumuşak geçen
yerlerde sonbaharda, kışı sert geçen yerlerde ise ilkbaharda dikmektir. Fidanlar
ilkbaharda gövdelerine su yürümeden önce yerlerine dikilmiş olmalıdırlar. Kışı
çok sert olmayan kurak bölgelerde sonbahar dikimi daha iyi sonuç verir. Bunun
nedeni sonbaharda dikilen fidanların kış yağışlarıyla gelecek mevsimdeki kök
gelişmesine hazırlamaktır.
Dikimi yapılacak olan fidanların köklerindeki yaralı ve kırık kısımlar makas ile
temizlenir (özellikle odunsu kökler). Bu sayede söküm sırasında zarar görmüş kök
parçaları kesilerek temizlenmiş olur (Şekil3). Daha sonra bir kap içerisinde
hazırlanan ilaçlı suya(100 lt suya 400 gr Captan + 100 gr Benlate veya 100 lt
suya 400 gr Captan + 100 gr Derosal ) fidan kökleri daldırılarak kök
hastalıklarına karşı önlem alınır.
Açılmış olan çukurlar içerisine, çukur açılması sırasında çıkan toprakla bir
kümbet yapılır ve fidan kökleri bu kümbet üzerine oturtulur. Fidan aşı noktası
dikim tahtasının ortasına ve hakim rüzgara karşı olacak şekilde
yerleştirilmelidir. Aşı noktası kesinlikle toprak altında kalmamalı,5 parmak
yukarıda olmalıdır.
Toprağın üst yüzeyinden alınan 3-4 kürek kuru toprak çukurun dip kısmına konur.
Fidan çukura dik olarak yerleştirilir, kök ve çukur tamamen kuru toprakla
örtülür. Üzerine ayakla bastırılarak köklerin toprakla kaynaşması sağlanır. Aşı
yerinin toprak seviyesinin 5 parmak üzerinde olmasına dikkat edilir. Bu şekilde
dikilen fidan çukuruna dikimden hemen sonra 20-25 litre can suyu verilir.
İlkbaharda dikilen fidan aşı noktasından 90 cm yüksekte, lider olacak sürgüne
ait gözün hemen üzerinden az eğimli bir şekilde budama makasıyla kesilir.
Sonbahardaki fidan dikiminde ise aşırı rüzgar alan yerlerde iki kademeli tepe
kesimi yapılmalıdır. Dikim yapıldıktan hemen sonra fidan aşı yerinden 120 cm
yüksekte tepe kesimi yapılır. İkinci kademede ise ilkbaharda aşı gözünden 90 cm
yüksekte tepe kesimi yapılır. Tepesi kesilen fidanlara %2’lik Bordo Bulamacı
uygulanır.Bu uygulama hem kesim noktasını hem de fidan üzerinde bulunan gözleri
belirli ölçüde hastalıklara karşı koruyabilmektedir.
Sulama Ve Gübreleme Uygulamaları
Sulama; diğer tarımsal faaliyetlerde olduğu gibi etkinliği artıran ve günümüz
iklim koşullarında mutlaka gerekli olan bir uygulamadır. Sulama uygulamasının
önemi kadar bir sulamada verilmesi gerekli olan su miktarı ve sulama zamanının
iyi belirlenmesi gerekir. Meyve yetiştiriciliğinde kontrollü su uygulanması
meyve verim ve kalitesine büyük ölçüde etki eder.
Kontrollü su uygulamaları modern sulama yöntemleri ile mümkündür. Bu yöntemlerin
başında damla ve mini yağmurlama sulama yöntemleri gelmektedir. Damla sulama
yönteminde her ağaç sırasına yerleştirilen ve lateral adı verilen, üzerinde
damlatıcıların yer aldığı borularla sulama yapılmaktadır. Mini yağmurlama sulama
yönteminde de damla sulama yöntemine benzer biçimde ağaç sırasına yerleştirilen
lateral borular üzerine konulan her ağaç için bir adet mini yağmurlama başlığı
ile sulama yapılabilmektedir.
Bodur kiraz yetiştiriciliğinde yöntemlerden her ikisi de kullanılabilir. Ancak
yöntem seçiminde bitkinin sıra üzerindeki aralığı, su kaynağının debisi,
içindeki çözünmüş maddelerin miktarı ve toprağın bünyesi(hafif toprak,ağır
toprak) etkilidir. Unutulmaması gereken en önemli koşul ağacın gölgelediği
alanın yani kök bölgesinin tamamına yakının ıslatılmasıdır. Hangi sistem
kurulursa kurulsun bitkinin su ihtiyacı ilk 1-2 yıl tam karşılanması tavsiye
edilir.
Damla ya da mini yağmurlama sulama yöntemiyle sulama yaparken özellikle aşırı
sulamalardan kaçınmak gerekir. Aşırı sulamalarda besin maddeleri kök bölgesinden
yıkandığı gibi sürgün gelişimi de fazla olur ve meyve gözü oluşumları azalır.
Dolayısıyla üreticilerimizin sulama yaparken bitkide oluşan durumları iyi
incelemesi buna uygun sulama programını oluşturması tavsiye edilir. Bunun
yanında unutulmaması gereken ağır bünyeli toprakların su tutma kapasiteleri
hafif bünyelilere göre daha fazla olacağından çok geçirgen topraklarda sulama
aralıkları ve uygulanan su miktarları fazla olabilir. Ayrıca yapılan
araştırmalara göre özellikle çiçek döneminde sulama yapılmaması ve meyve
bağlamanın ardından bitkiye su verilmesi önerilmektedir. Meyve bağlamanın
ardından yaratılacak su stresi sonucunda meyve kalitesi büyük ölçüde azalır ve
ebadı küçük kalır. Ancak meyvede istenen tat ve aromanın korunması amacıyla
hasada yakın zamanda sulamalara ara verilmelidir.
Klasik yöntemde yapılan gübrelemelerde arazide yapılan toprak analizlerine bağlı
kalmak kaydı ile gübreleme programı genel olarak aşağıdaki gibi uygulanabilir.
Bu program içerisine bitkiye vejetasyon dönemi içerisinde 2 kez mikro
elementleri içeren bir yaprak gübresi ile uygulama yapmak uygun olmaktadır
Budama Ve Terbiye
Sulama; diğer tarımsal faaliyetlerde olduğu gibi etkinliği artıran ve günümüz
iklim koşullarında mutlaka gerekli olan bir uygulamadır. Sulama uygulamasının
önemi kadar bir sulamada verilmesi gerekli olan su miktarı ve sulama zamanının
iyi belirlenmesi gerekir. Meyve yetiştiriciliğinde kontrollü su uygulanması
meyve verim ve kalitesine büyük ölçüde etki eder.
Kontrollü su uygulamaları modern sulama yöntemleri ile mümkündür. Bu yöntemlerin
başında damla ve mini yağmurlama sulama yöntemleri gelmektedir. Damla sulama
yönteminde her ağaç sırasına yerleştirilen ve lateral adı verilen, üzerinde
damlatıcıların yer aldığı borularla sulama yapılmaktadır. Mini yağmurlama sulama
yönteminde de damla sulama yöntemine benzer biçimde ağaç sırasına yerleştirilen
lateral borular üzerine konulan her ağaç için bir adet mini yağmurlama başlığı
ile sulama yapılabilmektedir.
Bodur kiraz yetiştiriciliğinde yöntemlerden her ikisi de kullanılabilir. Ancak
yöntem seçiminde bitkinin sıra üzerindeki aralığı, su kaynağının debisi,
içindeki çözünmüş maddelerin miktarı ve toprağın bünyesi(hafif toprak,ağır
toprak) etkilidir. Unutulmaması gereken en önemli koşul ağacın gölgelediği
alanın yani kök bölgesinin tamamına yakının ıslatılmasıdır. Hangi sistem
kurulursa kurulsun bitkinin su ihtiyacı ilk 1-2 yıl tam karşılanması tavsiye
edilir.
Damla ya da mini yağmurlama sulama yöntemiyle sulama yaparken özellikle aşırı
sulamalardan kaçınmak gerekir. Aşırı sulamalarda besin maddeleri kök bölgesinden
yıkandığı gibi sürgün gelişimi de fazla olur ve meyve gözü oluşumları azalır.
Dolayısıyla üreticilerimizin sulama yaparken bitkide oluşan durumları iyi
incelemesi buna uygun sulama programını oluşturması tavsiye edilir. Bunun
yanında unutulmaması gereken ağır bünyeli toprakların su tutma kapasiteleri
hafif bünyelilere göre daha fazla olacağından çok geçirgen topraklarda sulama
aralıkları ve uygulanan su miktarları fazla olabilir. Ayrıca yapılan
araştırmalara göre özellikle çiçek döneminde sulama yapılmaması ve meyve
bağlamanın ardından bitkiye su verilmesi önerilmektedir. Meyve bağlamanın
ardından yaratılacak su stresi sonucunda meyve kalitesi büyük ölçüde azalır ve
ebadı küçük kalır. Ancak meyvede istenen tat ve aromanın korunması amacıyla
hasada yakın zamanda sulamalara ara verilmelidir.
Klasik yöntemde yapılan gübrelemelerde arazide yapılan toprak analizlerine bağlı
kalmak kaydı ile gübreleme programı genel olarak aşağıdaki gibi uygulanabilir.
Bu program içerisine bitkiye vejetasyon dönemi içerisinde 2 kez mikro
elementleri içeren bir yaprak gübresi ile uygulama yapmak uygun olmaktadır.
Kiraz Hastalıkları
Kiraz ürünü
üreticimize bol kazanç, ülkemize bol döviz getiren bir ihracat ürünüdür. Bu
ürünün geleceği son derece parlaktır. Türkiye, dünyanın bir numaralı
kaliteli kiraz üreticisi olma yolunda ilerlemektedir. Bunun
gerçekleşebilmesi için kiraz üretiminin hem kaliteli, hem de insan sağlığı
açısından güvenli yapılması şarttır. Ürünün güvenliği; bilinçli üreticilerin
doğru hedefe, doğru ilaçla, doğru ekipmanla ve doğru dozajda uygulama
yapması ile ilgilidir.
Tüm kültür bitkilerinde olduğu gibi
kirazda da bazı hastalık, zararlı ve yabancı otlar sorun olabilmektedir.
Bunlardan en çokrastlanan ana (anahtar) hastalık ve zararlılar ile kimyasal
mücadelede kullanılan ilaçlar Çizelge-1’de verilmiştir. Burada verilen
hastalık ve zararlılar dışında yörelere göre değişen hastalık ve zararlılar
olabilir. Ayrıca kimyasal mücadele dışında kültürel; mekanik ve fiziksel;
biyoteknik; biyolojik ve entegre mücadele yollarının da olduğu
unutulmamalıdır.
|